21 Oct
21Oct

İnsan bilerek kendini karanlığın içine sokar mı? 

Kulağa delilik gibi geliyor. 

Geçenlerde biriyle sohbet ederken, yaptıklarımdan bahsettim. Güldü ve dedi ki ''neyse ki böyle dertlerim yok, nerede sıkıntım var çözeyim diye uğraşmıyorum.'' Aslında hayatı karışıktı ve dengeye girmesi gerekiyordu ama gözünün önündekini görmüyordu. Koşturuyordu... Ne aradığını bilmeden. 

Yol engebeli olabiliyor. Sert bir fırtına her şeyi yerle bir edebiliyor. Zaman geçince Aa diyorsun, bunu bu yüzden yaşamışım. Bazen canın yandığıyla kalıyorsun çünkü anlamıyorsun. İşte hayatın içinde öğrenmek böyle oluyor ya da öğrenemeyip aynı döngüde dönüp durmak.

Bir diğer seçenek ise seni çeken spiritüel çalışmalara katılmak oluyor. Eğer doğru yerdeysen, o alanda zifiri karanlığın içinden geçiyorsun. O sırada bir dakika diyor hayat, şurada da kaldı bir şeyler. Tamam diyorsun tamam... Şarkıdaki gibi:) Gelsin hayat bildiği gibi, işimiz bu yaşamak... 

Dönem dönem zor süreçlerden geçiyoruz. Böyle zamanlarda içinden koşarak çıkmaya çalışan ben, şu ara başka şeyler yaptım. Yazdım, dinledim, durmaya çalıştım olmadı. İçim taştı desem yeridir. Bundan önceki iki yazı, o süreçten cebime kalanlar oldu. İnsanları anlamaya çalışmak, anlatmak, duygularını kontrol etme çabası, başarı isteği, iyi olsunlar isteği, öğretmen Pelin devrede:) İŞTE BU dediğim anda yaşadığım boşluk... O boşluğun nefesi sıkıştırması... Daha devam eder...:) Duygularımız, yönetimi kolay olmayan... Taktiklerden geçilmeyen kitapların bu noktada çöp olduğu canımız duygularımız... Gözlerinden okunur. Sesin seni ele verir. Şeffaf olmak en iyisi bence. Bunları kim bilir kimler okuyacak diye düşünmeden yazmak, büyük özgürlükmüş. Benim senden bir farkım yok. 

Geçenlerde öğrencim çok yorgun ve isyanda anlatıyor anlatıyor... Bende öyleyim:) Bu anı nasıl keyifli hala getirebiliriz peki? diye sordum. Sevdiği ne varsa çaldı. Bittiğinde ise çok eğlendim dedi. Bugüne kadarki en verimli ders olabilir. Bunu her alanda yapabilmeyi diliyorum kendime.

 İYİ Kİ dediğim şey yolda olmak, bugüne kadar cebime koyduklarım... Kimseye bulaşmadan, durumu kabul ederek, belki söverek sonra severek:) dönüşmeye niyetle. Farkında olmak çözmeye yetmiyor bazen. Tamam diyorum kendime tamam... Debelenme kal burada. Zaman her şeyin ilacı gerçekten. Kurtaran, ilgi isteyen, değerli hissetmek isteyen... Hepsini sevdim. Kıyafetleri çıkarmakta zorlansam da çıktılar sonra öldüm... Günler geçti...


Bugün nasılsın Pelin?(sende kendine sor)

Sakin... 

Seni dinliyorum kalbim. Bekle dedin bana. Neyi diye sorduğumda güldün. Anladım ki her şeyde. Durunca sesini daha iyi duyuyorum. Seni duyunca içim parlıyor. Teşekkür ederim.

Sohbet ettiğim kişiyle aramızda bir fark yok aslında. İkimiz de hayatın içindeyiz. Ben engebeli yoldan kestirmeye sapıyorum. İşim kendimle. O engebeli yolda gitmeyi seçiyor. Hayat seçimlerden ibaret ve her seçimin bize bir öğretisi var.

Gökkuşağını görmek istiyorsan, fırtınaya katlanacaksın.

Sevgiyle

PB

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.