03 Mar
03Mar

Günlerden cuma ve yine birlikteyiz. Umuyorum keyifler yerindedir her şey yolundadır değilse de o umut ışığını bir yerlerde görüyorsunuzdur. Bir yerlerde size göz kırpıyordur. Bugün sizlerle biraz dertleşmek istedim. Hem kendimden hem de şubatın başından beri içinden geçtiğimiz sürecin bendeki etkisinden bahsetmek istiyorum. Konu başlığı can acısı. Can acısının fiziksel olması gerekmiyor. Bir çoğumuz duygusal olarak acı çekiyoruz aslında. Sosyal medyada sitelerde güncel konuya dair çıkış pratikleri var ve çoğu o duyguların içinde kalmamızı söylüyor. Bir kesim biraz daha toksik pozitifliğe kayıyor, bir kesim ise hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Şunu biliyorum hepsi aslında içeride bir şeyler yaşıyor. Aslında bunun doğrusu yok bu kadar kaynak okurken kendi sesimi duyamadım. Bana iyi gelecek şey ne? Ben ne istiyorum? Dışarıdaki ses o kadar yüksekti ki içeridekini duyamadım. Anladım ki aslında doğru ve yanlış yok. Eğer olumsuz duygu varsa onun için de oturmak bize bir şeyler anlatacaktır Dolayısıyla orası çok zorlayıcı biliyorum ama sonrasında bir şeylerin kolaylıkla ilerlemesi için önemli bir yerdir. Ama dediğim gibi zordur. O yüzden hani illa sen bu duygunun içinde otur diyemeyiz. Kaçış tekrar farklı şekillerde kendini gösterir çünkü oradan almamız gereken bir şey vardır. O durumun bize hediyesi vardır ve biz o hediyeyi o anda göremediğimiz için sonra bir bakarsın ki belli döngünün içinde devam ediyorsun. Anlarsın ki bir şeyler tekrar ediyor ve benim buraya bakmam lazım. Dolayısıyla bunun olmaması için o duyguların içinde oturmak kıymetli oluyor. Bunlar çok kolay şeyler değil o yüzden hani böyle yapmalısın bu doğru bu yanlış diyemiyorum. Sadece şunu fark ettim, kendimizi duyabilmek yokmuş gibi davranmak değil. Çünkü orada bir denge var yani o dibe indiğin zaman orada da ayar kaçtığında başka sıkıntılar doğurabilir. Dolayısıyla hem onun içinde kalıp hem de gülebiliriz bu çok fazla geçti görmüşsünüzdür. Yas tutmak demek İlla ağlayıp zırlamak değil. Sen sana iyi geleni yaparken de yasını tutabilirsin. Gülümseyerek de yasını tutabilirsin. Tam tersi kendini bir odaya kapatarak da tutabilirsin. Bu çok kişiseldir. Yine aynı şeyi söyleyeceğim sana iyi gelen ne var? Bana iyi gelen var? Bunun cevabını en iyi biz bilebiliriz. Kollektif bir acının içinden geçerken kendi hayatımda da beni birazcık zorlayan bir yerden geçiyorum. Fiziksel olmasa da orada da bir kayıp bir söz konusu. Her günüm kendi içinde gel gitli. Önce bu beni rahatsız etti bu gel git halleri sonra bunun da böyle olması gerekiyor demek ki dedim. Yani debelenmenin bir anlamı yok. İçinde oturuyorum bir şeyler anlamak için. Sonra hadi artık çıkayım diyorum. Sonra bir bakıyorum  bugün iyiyim. Ertesi gün bakıyorum birazcık daha düşüşe geçmişim. Oynak bir zemin. Bununla ilgili kendime tepki verirken kendimi görünce dedim ki belki de böyle olması gerekiyor. Bunun için de kendimize kızmayalım değil mi? 

Birkaç gün önce doğum günümdü. İnsan böyle bir sürecin içindeyken, doğum günlerine çok kıymet veririm. Dünyaya geldiğimiz gün bence kutlanmaya değer bir gün. Kutlasam mı kutlamasam mı? Sonra kendi kendini onurlandırmalısın dedim. Kendimi yalnız ve biraz morali düşük hissederken bir baktım Aslında o kadar güzel Canlar varmış ki hayatımda her biri çiçek açtı. Benim de çiçek açmam için desteklediler. Beni suladılar bana gübre verdiler diyebilirim. Bunlar çok kıymetli. Yaşam gerçekten farklı farklı hallerde kendini gösteriyor bize. Bazen tek bir yere odaklanıyoruz ve diğer detayları kaçırıyoruz. O yüzden şu birkaç gündür o detayların farkına vardım. Bunların ne kadar kıymetli olduğunu gördüm. Kendi üzerimden buna bakarken şu an kollektifte de aynı şey var. Müthiş bir birlik durumu söz konusu. Evet acı ve üzücü bir durum var ama bu bize bambaşka şeyler gösterdi ve göstermeye de devam edecek. Umarım bu süreç hepimiz için şifalı olur. Farkındalıkla görebiliriz ne görmemiz gerekiyorsa ve dönüştürebiliriz. İçeride çok can acıyor. Bunu hissedebiliyorum ama diyecek de söz yok. Tamamen bitmez ama hafifleyecek. Hepimizin içindeki hafifleyecek dengelenecek. Son olarak şunu söyleyebilirim bütün bunları fark edebilmek ve görebilmek. Bin Şükür Bin Şükür Bin Şükür diyorum. Evet o gelgitler devam ediyor. Onu kabul edip ona da izin vermek. Kendimizin arkasında her şeye rağmen durabilmek. Geçenlerde bu söz karşıma çıktı. Bu yıl yeni yaş döngüm için kendime bu sözü verdim. Kendimin arkasında her şeye rağmen durabilmek. Çok çabuk kendimizi harcıyoruz ya da çok çabuk dışarıya tepki veriyoruz. Bunu yapmak yerine kendimize kol kanat gerip kendimi kucaklamak en kıymetlisi sanki. Hepinize kocaman sarılıyorum.

SEVGİYLE

PB

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.