Günümüz dünyasında temel ihtiyaçlarını karşılamada zorlanan birçok insan var. Yeme içme, barınma ve güvende hissetmek konusunda sorun yaşanıyor. Bu da duygularımızı kontrol edemeyip, istemediğimiz kararlar almamıza neden olabiliyor.
Maslow, insanların 5 tane temel ihtiyacı olduğunu söylüyor.
1- Fizyolojik İhtiyaçlar (Nefes, Beslenme, Su, Cinsellik, Uyku, Boşaltım, Barınma)
2- Güvenlik İhtiyacı (Vücut, İş, Sağlık)
3- Ait Olma ve Sevgi İhtiyacı (Arkadaşlık, Aile, Duygusal Yakınlık)
4- Değer İhtiyaçları(Güven, Saygı, Başarı)
5- Kendini Gerçekleştirme(Erdem, Yaratıcılık, Doğallık, Problem Çözme, Kabullenme)
Tony Robbins, ABD Başkanlığı döneminde Bill Clinton’ın danışmanlığını yapan, İngiliz Kraliyet Ailesi bireyleri, büyük şirketlerin CEO’larından yıldız sanatçılara ve politikacılara kadar birçok danışanı bulunan bir yüksek performans stratejisti.
Robbins’e göre kişilik ihtiyaçları;
Ruh ihtiyaçları olarak;
1- Kesinlik: Eminlik
Yaşamımızda belirsizliğin olmaması ve her şeyin net olması gerçekleştirilmesi neredeyse imkansız bir beklentidir. Bu yüzden, beklentilerinizi değiştirerek, yeni durumlardan veya insanlardan kaçınarak çevremizi yapay olarak kontrol ederiz. Kontrolü kaybettiğimizde ise her şeyden yakınır, çevremize muhalefet oluruz. Kontrolün daima bizde olmadığını kabullenmeye ve biraz da spontaneliğe uyum sağlamaya ihtiyacımız var.
2- Bilinmezlik: Değişiklik, çeşitlilik
İnsanlık sonuçta, her şey beklediği gibi olunca da sıkılıveriyor. Yeni bir şey olsun, hayat sürprizler yaratsın istiyor. Burada hep aynı şeyler yapmaya yeter artık diyerek kaçacak yerler, şeyler, kişiler bulmak yerine o aynı şeylere yeni bir soluk getirebilme becerisi büyük önem taşıyor.
3- Önemli olmak: Farklı, anlamlı olmak
Kendi önemimizi bilmek, hayatı anlamlandırmak ve hayatın içinde kendimize bir yer bulmak. Kabul görme ve tanınmayı içerir. Yeni şeyler üreterek, yetkin olduğumuz konularda başkalarına yardımcı olarak, amaçlarımızı gerçekleştirerek önemli hissetme ihtiyacımızı karşılarız. Fakat bu ihtiyacı karşılamak için farkında olarak ya da olmayarak “aykırı” olursak öne çıkarız, önemli oluruz yanılgısına da sıklıkla düşeriz.
4- Bağlantı: Yakınlık, sevgi
İnsanlarla ilişki kurma, bir grupta yer alma. Bize değerli hissettiren, “anlam” katan o kesinlikten çok da uzaklaşmadan değişiklik arayışına giriyoruz ve aradığımız yine anlam oluyor. Yine anlam, sevgi, kesinlik, ve bağlantı istiyoruz. Çünkü içten içe biliyoruz, sevmekten, sevilmekten güzel bir şey yok. Evet, ailemizle vakit geçirmeyi, dostlarımızla sohbet etmeyi seviyoruz. Peki yine de sevgiyi eksik hissettiğimiz olmuyor mu? Oluyor tabii çünkü tüm bu dört ihtiyacı karşılamaya çalışırken kendimizi sevmeyi unutuyoruz. Kişilik ihtiyaçlarımızı iyi hoş doyurabiliyoruz belki, peki ya ruhumuz?
5- Gelişim: Büyüme
Daha iyiye ve fazlaya ulaşma isteği.
İnsanlar olabilecekleri her şey olmalıdır; kendi doğasına sadık kalmalıdır. Temel ihtiyaçlarını ve doğuştan gelen içgüdülerini dengeleyen insan, kaygı ve korkudan sıyrılarak kendini bulmaya ihtiyaç duymaktadır.
6- Katkıda bulunmak: Yarar sağlamak
Her şey ben değil biz ile ilgili. Tony Robbins'in dediği gibi, “yaşamanın sırrı vermektir”, toplum için yararlı olmaya çalışıyoruz. Fakat buradaki risk de kendi ihtiyaçlarımızı ve ailemiz gibi yakın çevremizdekilerin ihtiyaçlarını ihmal etmemiz olabiliyor. Tony de “Bu ihtiyaçları ve herhangi bir anda hangilerini karşılamaya çalıştığınızı anlamak, büyümenin gücünü kucaklamanıza ve kalıcı tatmin sağlayan yeni modeller yaratmanıza yardımcı olabilir” diyor. Bu 6 ihtiyacı etkili bir şekilde kullanmanın anahtarı, ihtiyaçlarınız olarak gördükleriniz konusunda kendinizi yargılamak değil, davranışınızı nasıl motive ettiklerini anlamak; ve bu anlayışı daha etkili hedefler belirlemek ve olumlu değişiklikler uygulamak için kullanmaktan geçiyor.
“İnsan, kendi yaşamını yönetebildiği takdirde sağlıklı, üretken ve mutlu olacaktır.”
Aldığımız kararlar başta olmak üzere, düşüncelerimiz ve gündelik yaşamımızda attığımız her adım da dahil olmak üzere mutlaka bir duygu yüküne bağlıdır. Yaşam döngüsü içerisinde sonradan öğrendiğimiz duygular da vardır. Bunlar; korkular, endişeler, gizli motifler ve heyecana bağlı bir takım adlandıramadığımız ruhsal boyut olarak adlandırabiliriz.
Peki düşüncelerimizi nasıl kontrol altına alabiliriz?
Duygularınızı ve düşüncelerinizi kökten değiştiremezsiniz. Bununla birlikte düşünme biçiminizi, zihinsel açıdan odaklanmanızı geliştirirseniz, bunları düzenleyebilirsiniz. Odağınızı daha çok keyif aldığınız şeylere yöneltmelisiniz. Ne zaman kendinizi bunalmış, sıkışmış, stresli ve bıkmış hissettiğinizde, biraz durup nefes alın. Sabitlenmiş bakışlarınızı kaldırın ve daha geniş bir bakış açısı ile hayata, çevrenize ve dünyaya bakın.
Doğru nefes almak an'a dönmek ve rahatlamak için önemli bir tekniktir.
Zihniniz mahsul vermeye hazır bir arazi gibidir. Siz ne ekerseniz size mahsul olarak onu verecektir. İşte bu noktada büyük resme odaklanmalı ve görsel hafıza tekniklerini devreye alabilirsiniz. Yaşanmak üzere olan bir durum veya yeni başlayacağınız bir şeyi düşünün.
Son olarak maneviyatınızı güçlendirin. Kendinizi ışıkla bağlantıda tuttuğunuzda güvende ve desteklendiğinizi hissedeceksiniz.
SEVGİYLE
PB
İçerik www.uplifers.com ve www.motivasyonatolyesi.com sitelerinden derlenmiştir.