En büyük korkunuz nedir?
Ölmek, sevgilinden ayrılmak, çocuğuna bir şey olması, iflas etmek, işten atılmak, sevdiklerini kaybetmek gibi…
Geçmiş deneyimler, zihnin olası senaryoları kurmasına vesile olur. Bu da korkuyu tetikler ve bu durum normaldir.
Olay korkmak değil, korkuyla baş edebilmeyi bilmektir. O duygunun içinde oturmaktır. Kaçıp üstünü örttükçe korku beslenir.
Korku da yine gölgenin tatlı hallerindendir. Hep diyorum; zihin bizi kendince korumak için çabalıyor. Örnek önceden iflas ettin. Şimdi tekrar yatırım kararı aldın. Zihin sakın yapma diyecek. Unuttun mu önceden … olmuştu. Zaten beceremezsin gibi cümlelerle gelecek. O anda bunu zihnin yaptığını fark etmek birinci adım olacaktır. Diğer adım ise geçmiş deneyimin farkında olmak ve yeni eylem planlarını ona göre hazırlamaktır.
Dr. Chand ‘’Korkunuzu ne kadar beslerseniz, o kadar güçlü şekilde büyür.’’
Dr. Chand’in yaşlı hastası düşüp kalçasını kırmış. İyileşme sürecinde tekrar başına gelmesin diye kendini birçok şeyi yapmaktan kısıtlamış. Asosyal bir hayat sürer hale gelmiş. Tedavisi korkuyla yüzleşmek üzerineymiş. Bir kere başına bir şey gelmediğini görünce iyileşmiş ve eski hayatına dönmüş.
Aslında korkmak değil de, korktuktan sonraki düşüncelerimizin bizi nereye götürdüğü sorun. Korktuğum başıma geldi cümlesinin geliş yeri tam burasıdır. Neye odaklanıyorsak onu hayatımıza çekiyoruz. Yapmamız gereken şey korktuğumuz şeye cesaretle bakabilmektir. Gerekiyorsa destek alın.
Korku bize bir hediye de olabilir bizi esir de alabilir. İş yerinden memnun değilsin. İşsiz kalmamak için işten çıkmıyorsun. Hiç düşündün mü? Yeni fırsatlar böyle uçup gidiyorsa… Bir ilişkiye başlamak üzeresin ama sen hoşlanmadın. Karşı taraf sana aşık. Ya bana aşık birini bulamazsam diye istemediğin bir şey yaşıyorsun.
Korkunun karşısında cesaret var. Onunla yüzleş.
‘’Cesaret korkusuzluk değil, korkuya rağmen yol alabilmektir.’’ Mark Twain
Korkunla yüzleştiğinde kendine en kötü ne olur diye sor.
En kötü ne olur?
Cevap hissettiklerinden daha basit olabilir.
Korkuna rağmen istediklerini düşün şimdi. En iyi senaryo nasıl olur?
Sonsuz olasılıklara bırak kendini. Keşke demektense yürümeyi tercih ederim.
Güncel olaylardan kaynaklı korku için birkaç hatırlatma yapmak isterim.
Bir zamanlar genç bir kadın savaşçı vardı. Öğretmeni ona korkuyla savaşması gerektiğini söyledi. O bunu yapmak istemedi. Bu çok saldırgan görünüyordu; korkutucuydu; düşmanca görünüyordu. Fakat öğretmeni bunu yapması gerektiğini söyledi ve girişeceği bu savaş için ona talimatlar verdi. Savaş günü geldi, çattı. Öğrenci savaşçı bir tarafta durdu. Korku diğer tarafta durdu. Savaşçı kendini çok ufak hissediyordu ve korku büyük ve öfkeli görünüyordu. Her ikisinin de kendi silahları vardı. Genç savaşçı harekete geçti ve korkuya doğru gidip üç kez yere kapanarak sordu, “Sizinle savaşmak için izin verir misiniz?” Korku, “Bana izni isteyecek kadar saygı duyduğunuz için teşekkür ederim” dedi. Sonra genç savaşçı şöyle dedi. “ Sizi nasıl yenebilirim?” Korku yanıtladı. “ Benim silahım hızlı konuşmam ve yüzüne çok yaklaşmamdır. O zaman cesaretin kırılır ve ne söylersem yaparsın. Eğer söylediğimi yapmazsan hiç gücüm kalmaz. Beni dinleyebilir ve bana saygı duyabilirsin. Hatta benim tarafımdan ikna bile olabilirsin. Fakat eğer söylediğimi yapmazsan hiç gücüm kalmaz.” Bu şekilde öğrenci savaşçı korkuyu nasıl yeneceğini öğrendi.
Pema Chödrön
Bu yaşam korkusunu bilip korkusuna yaklaşabilenler, güneşin bereketini alabilir.
Sevgiyle
PB
Yazının içeriği www.uplifers.com sitesinden alıntılar içermektedir.