10 Mar
10Mar

Bugün şöyle bir düşünün isterim. Konumuz aslında bir soruyla başlıyor. Kendimize ve mutluluğa ne kadar tahammülümüz var?

Her şey yolundayken her şey iyiyken bir tarafımız böyle bir vikviklenmeye başlıyor her şey yolunda ama.. Iyi ama.. Ya da onu söyleyemiyoruz. Frekans olarak baktığımızda aslında mutluluk Çok yüksek bir frekans, burayı besleyip yatırımımızı buraya yapsak çok keyifli ama biz nereye beslersek orası büyüyor. Geçenlerde her şey iyiyken bir ses yani gölge devreye girdi. Hani her şeyi iyi ama Pelin... acaba şöyle şöyle mi... Emin misin... Sorular soruyor bana bir şeyler önüme atıyor falan filan. Gülmeye başladım dedim ki; tamam şu an olan her şey iyi yolunda gözüküyor, şu an bunun içinde bir şeyler araman mantıklı mı? Yani ne yapıyorsun Pelinciğim? Tabii ki bunlar bazen 2-3 dakikalık kendimizle iletişimde de olabiliyor. Bazen fark etmiyoruz o gölgeyi, kafamızda kurmaya başlıyoruz. Hep söylüyorum hiç keşfetmemektense onu keşfetmek çok daha önemli. Kendi gölgemizi tanımak, nereden geliyor? Onun farkında olmak ve ona düşman olmak değil, hep söylediğim gibi onunla doğru bir iletişimde kalmak önemli. Evet senin farkındayım şu an her şey yolunda, ben de iyiyim ama sen beni biraz kudurtmaya çalışıyorsun. Rica ediyorum kenarda otur.

İlk başta detay düşünmeden bu soruyu sorduğumda, olur mu canım tabii ki mutluluğa tahammülüm var. Kim mutsuz olmak ister ki cevabını duyabiliyorum ama biraz konuyu açtığımda şu anki konuşmam gibi. Evet aslında doğru söylüyorsun noktasına geliyoruz. Farkında olmak önemli gerçekten. 

Bu hafta Kuzey yönündeyiz. Yaşam çemberinin 3. yönü. İlk güneyi yaptık. Kasım sonunda başlamıştık sonrasında ocakta batıyı yaptık şimdi kuzeyi yapıyoruz ve doğumuz kaldı. Böylece bütün çemberi tamamlamış olacağız. Kuzey yönünün ana teması şu;  üzerimizdeki etiketlerden sıyrılıp bize yapıştırılanlar, bizim yapıştırdıklarımız veya üzerimizde taşıdıklarımız, kafamızdan geçenler dahil olmak üzere bütün bu etiketlerden kendinizi arındırıp gerçekten ben kimim? Buraya bakmak ve potansiyelimizi keşfetmek aslında bildiğimizin ötesinde bir potansiyelimiz var ama bunu dibine kadar yaşamak zorunda mıyız? Size kalmış. Kendimizi sabote ettiğimiz bir taraf var ya  bu olmaz, bu senlik değil. Sen en iyisi şunu şunu yap. Hiçbir şey yapmasan da olur. Buna mı baksan acaba Ama yeterli değilsin bunun için. Kendi gölge tarafımız olabilir ya da dışarıdan duyduklarımız olabilir. Böylece asıl versiyonumuzu göremiyoruz.  Bu yönün içerisinde ise çok güçlü ve çok kıymetli bir çalışma var. Bu çalışmayla üzerimizden etiketleri atıyoruz. Sonrasında O çalışmayı öğrendiğin için zaten çember bittikten sonra da bunu kullanabiliyor oluyorsun. Yaşam devam ediyor dolayısıyla üzerimize yine bir şeyler yapabilir ve yine onları fark edip dönüştürebiliriz. Sen bunu deneyimlemeye Hazır mısın? Kendi potansiyelini keşfetmeye hazır mısın? 

Bu çalışmanın içinde kılavuzluk yaparken bunları paylaşmak istedim. Dostlar evet bir çember yapabilirsiniz kesinlikle yapın. Sadece kendinizi fark edip bu dönüşüm yolculuğuna adım atmak bile çok kıymetli. Bu adımı attığınızda zaten bu farkındalığa girip şöyle bir oturup bir meditasyon bile yapsanız çok şey değişecektir. Çok şey fark edeceksinizdir. Biraz kendinizi açtığınızda neler yapabileceğinize dair de önünüze küçük küçük ipuçları çıkacaktır. Kendimize tahammülümüz olsun her zaman. Kendimizi olduğumuz halimizde sevelim. Mutluluğa, sevgiye ve güzelliklere her zaman kapımız açık olsun. İyinin de iyisi var. Ustam bu cümleyi çok kullanırdı. Severim.  

SEVGİYLE

PB

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.