Gölge, kişiliğimizin karanlık, bilinçsiz, hatırlanmayan ve çeşitli sebeplerle bastırılmış, kendimizle özdeşleştiremediğimiz kısımlarıdır denebilir. Benliğimizin, sırlarımızın, bastırılmış duygu, düşünce ve tepkilerimizin, ilkel dürtülerimizin, kabul edilemez olarak gördüğümüz için uzaklaştırdığımız ya da sahip olduğumuzdan haberdar bile olmadığımız taraflarımızdır.
Girmeye korktuğun mağara, umduğun hazineyi saklıyor olabilir.
Joseph Campbell
Hepimiz saf bir şekilde doğarız fakat çocukluk çağımızın belirli bir noktasından sonra toplum bize bazı davranışların, duygusal kalıpların, cinsel arzuların, yaşam tercihlerinin uygun olmadığını öğretir veya dikte ettirir. Çocukları düşünecek olursak her çocuk sevgiyi, paylaşımı, iyiliği kolaylıkla öğrendiği gibi ayrıca öfkeyi, bencilliği, hırsı da kolaylıkla öğrenir. Gelişim çağımızın başlamasıyla ve ailesel ve toplumsal koşullar, arkadaş çevresi ve kendi tercihlerimizle beraber, yaşamdaki olguları iyi ve kötü olarak ayırmayı öğreniriz ve belli başlı karakteristik özellikleri benimseriz ve bazılarını da reddederiz. Baskıladığımız her şey bilinçaltımızın bir parçası olur. Gölgeler farkına varılmadığı ve ortaya çıkarılmak için harekete geçilmediği sürece, hayatımızın direksiyonunun başına geçer ve yaşamımızı yönlendirirler.
Farkına varmadığımız bir şeyi düzeltemeyiz ya da yok edemeyiz. Gölgelerin, yaşamımızın kontrolünü ele almasına izin verdiğimizde ise zihinsel, duygusal, ruhsal ve hatta fiziksel sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Bilinçsiz parçalarımızı bilinçli hale getirmedikçe, bu parçalar hayatımızı yönlendirir ve biz buna kader deriz.
Carl Gustav Jung
Hayatımızda istemediğimiz halde kendimizi aynı durumun içinde buluyorsak, bir davranış kalıbını sürekli olarak tekrar ediyorsak, bu durum gölgelerimizin yaşamımızı yönlendirdiği anlamına gelir.
Eğer bir kişiden nefret ediyorsanız, o kişinin içinde ve sizin de bir parçanız olan bir şeyden nefret ediyorsunuzdur. Bizim parçamız olmayan bir şey, bizi rahatsız edemez.
Herman Hesse
Bazen kendimizi, anlamlandıramadığımız şekillerde insanlara ya da olaylara aşırı şekilde reaksiyon verirken bulabiliriz. Böyle durumlarda kuvvetle muhtemel bilinçaltı seviyesinde tetiklenmişizdir. Yüzeye çıkan olumsuz duygularımız gölgelerin, eski bir travmanın yeniden aktive olmasına karşılık olarak yeniden uyandığının bir işaretidir.
Gölgelerimizle karşılaştığımızda ortaya çıkan bazı semptomlar şunlardır:
''Ruhun karanlık gecesi'' tehdit edici, endişe verici ve kaçınılmaz bir deneyimdir. Yüksek bir bilinç yolunda kendini arayanlar, ruhun karanlık gecesinden geçecektir. Hatta işin gerçeği, bu arayışçılar kendi gerçek doğalarının derin neşesini deneyimleyecekleri ana kadar, birkaç kez bu süreçten geçebilirler. Acı olmadan, yüksek bir bilinç gelmeyecektir. İnsanlar ne kadar saçma görünürse görünsün, kendi ruhlarıyla yüzleşmekten kaçınmak için her şeyi yapabilirler. Kişi, karanlığı bilinçlendirmek suretiyle aydınlanabilir.
Carl Jung
Kendi karanlığınızı keşfetmek yer yer zorlayıcı ve bunaltıcıdır fakat tamamen kasvetli ve ölümcül bir süreç değildir. İşin özü, gölgelerinizi kucakladıkça kendi içinizde keşfedeceğiniz ve yıllar boyu içinizde gizli saklı kalmış hazineleri bulmanız, çok şaşırtıcı bir deneyim olacaktır. Zaten, gölge çalışmasının nihai amacı kendinize durup dururken eziyet çektirmek değil, kendi bütünlüğünüzü yeniden kazanmaya çalışmaktır.
Gölge Çalışmasının Faydaları
Kaynak
https://www.themagger.com/jung-golge-calismasi-nedir/
https://ezoterikbilim.com/golge-calismasi/
Sevgiyle
PB