Üniversite zamanları, müziğin insan psikolojisine etkisi ve müzikle tedavi üzerine bolca araştırma yapmıştım. Hatta bu konu üzerine uzmanlaşmak istemiştim. O zamanlar süreç farklı gelişti. Şimdi çok güzel bir vesile ile araştırmalara yeniden başladım. Aynı heyecanla, farklı bir bilinçle... Hepimize katkı sağlaması niyetiyle... Tadımlık bir kısım sizlerle paylaşmak istedim.
Müzik, evrenin doğası hakkında bir şeyler söylüyor olabilir
mi?
Dinlediğin ya da çaldığın sadece bir ses kalıbından ibaret değil. Bu karmaşık ritimler, bize iç yaşamımızın eşit derecede karmaşık ritimleri hakkında bir şeyler anlatır. Kelimelerin yetersiz kaldığı yerlerde müzik vardır.
Müzik, zihin-beden ve ruh içindeki çok ince ve belirsiz hareket türleriyle ilgilidir. Tüm sanatlar arasında müzik belki de bizi evrenin ruhani gerçekliğine en iyi şekilde uyarlayabilir.
''Müzik, içimizdeki Tanrı'nın sesidir.''
Claudel
Bir melodi veya ritim başlamadan önce sessizlik vardır. Ardından ilk ses belirir. Nereden geliyor? Sessizlikten çıkıyor. Birkaç dakika içinde çalınacak notanın henüz var olmadığını da fark edebiliriz. Sadece boşluğun sonsuz potansiyelinden doğduğunu söyleyebiliriz. Her sesin gelip gitmesini yakından dinlersek, burada kozmosun yaratılışı ve yenilenmesi olduğunu anlayabiliriz.
MÖ 6. yüzyılda Pisagor, harmonik bilimini geliştirdi. Efsaneye göre bir demirci dükkânından çıkan seslerden ilham almıştı; çekiç ve örslerle deneysel müzik üreten Pisagor, farklı müzik notaları arasındaki ilişkinin basit matematiksel oranlar şeklinde ifade edilebileceğini fark etti.
Pisagor, bunu evrenin temel bir teorisini gördü ve dünyaya gökcisimlerinin hareketinden insan vücudundaki duygusal dalgalanmalara kadar bir tür kozmik müziğin yinelemeleri olarak yeniden tanımladı.
PB