Bedeninize bir göz atacak olursanız varolması size bağlı milyonlarca yaşayan varlık görürsünüz. Bedeninizdeki her bir hücre yaşaması size bağlı yaşayan bir varlıktır. Bütün bu varlıklardan siz sorumlusunuz. Hücreleriniz olan bütün bu yaşayan varlıklar için Tanrı sizsiniz. Onlara gereksindiklerini sağlayabilir, tümünü sevebilir ya da hoyrat davranabilirsiniz. Kedi ya da köpeğinize nasıl davrandığınıza bir bakın. Bedeninize de aynı şekilde davranabilirseniz bunun bir sevgi ilişkisi olduğunu göreceksiniz. Bedeniniz zihninizin vereceği sevgiyi almaya bütünüyle hazır. Ama zihin, "Yok, bedenimin bu kısmını sevemiyorum. Şuna bakın; burnumdan hoşlanmıyorum. Kulaklarım çok büyük. Gövdem çok şişman. Bacaklarım çok kı sa" deyip duruyor.
Bedeninize ne yaptığınıza bir bakın. Siz kendi bedeninizi dışlarsanız başkaları sizden ne bekleyebilir? Kendi bedeninizi kabul edebiliyorsanız hemen herkesi, her şeyi kabul edebilirsiniz. Zihniniz size ne derse desin güzelsiniz. Gerçek bu. Hiçbir şey yapmanıza gerek yok, çünkü gereksindiğiniz güzelliğe zaten sahipsiniz. Güzel olmak için kimseye hiçbir şey borçlu değilsiniz. Başkaları ne görmek isterse görmekte özgürdür. Başkaları sizi görüp güzel olduğunuz ya da olmadığınıza ilişkin yargıda bulunursa güzelliğinizin bilincindeyseniz, kabul etmişseniz görüşleri sizi hiç mi hiç etkilemez. Siz, olduğunuza inandığınızsınız. Olduğunuz gibi olmak dışında yapmanız gereken hiçbir şey yok. Kendinizi güzel hissedip güzelliğinizin tadını çıkarmaya hakkınız var. Kimsenin sizi sevmesine ihtiyacınız yok. Sevgi içten gelir.
İşe bedeniniz için her gün bir puja yapmakla başlayabilirsiniz. Hindistan'da insanlar çeşitli tanrı ve tanrıçalar için puja ya da törenler yapar. Puja sırasında tanrısallığı temsil eden yontu önünde eğilir, çiçekler sunar, yontuyu olanca sevgileriyle besler ler. Bedeninize her gün ibadetin sevgisini sunabilirsiniz. Yıkandığınızda bedeninize sevgiyle davranın, onurlandırın, şükran ve saygı duyun. Yemek yediğinizde bir lokma alın, gözlerinizi kapayın, zevkine varın yiyeceğin. Bu yiyecek, Tanrının yaşadığı tapınak olan bedeninize yaptığınız bir sunudur. Bunu her gün yapın, bedeninize duyduğunuz sevginin her geçen gün güçlendiğini, kendinizi bir daha hiç dışlandığınızı göreceksiniz. Bedeninizle puja yaptığınızda, kendi bedeninize ibadet eder gibi davranmayı öğrendiğinizde sevgilinizin bedenine de aynı derin sevgi ve saygı duyguları içinde dokunursunuz. İçiniz aynı şükran duygusuyla dolar. Sevgiliniz size dokunduğunda ise be deniniz bütünüyle açıktır: Ne korku vardır ne ihtiyaç, sevgiyle doludur. Bu şekilde paylaşılan sevginin sunabileceği olanakları hayal edin bir. Dokunmanıza bile gerek kalmaz. Birbirinizin gözlerinin içine bakmak zihin ve ruhun gereksinimlerini karşılamaya yeter. Sevginizle beslendiği için beden doyuma zaten erişmiştir. Kendi sevginizle dolu olduğunuz için artık yalnız değilsinizdir. Zihnimiz ile bedenimizin gereksinimlerini karşıladığımızda sevgiyle görürüz.
Siz bedeninizden, zihninizden, ruhunuzdan geçen Yaşamsınız. Bunu keşfettiğinizde, ama mantıkla, zihinle değil, Yaşamı hissederek keşfettiğinizde çiçekleri açıp kapatan, sinekkuşunu çiçekten çiçeğe uçuran güç olduğunuzu göreceksiniz. Her ağaçta, her hayvanda, bitki ve taşta olan olduğunuzu göreceksiniz. Rüzgarı hareket ettiren, bedeninize nefes veren güçsünüz siz. Bütün evren bu güçle hareket eden yaşayan bir varlık ve o sizsiniz. Siz yaşamsınız.
USTACA SEVMEK kitabından
Sevgiyle
PB