07 Oct
07Oct

Bedeninize bir göz atacak olursanız varolması size bağlı milyonlarca yaşayan varlık görürsünüz. Bedeninizdeki her bir hüc­re yaşaması size bağlı yaşayan bir varlıktır. Bütün bu varlıklar­dan siz sorumlusunuz. Hücreleriniz olan bütün bu yaşayan var­lıklar için Tanrı sizsiniz. Onlara gereksindiklerini sağlayabilir, tümünü sevebilir ya da hoyrat davranabilirsiniz. Kedi ya da köpeğinize nasıl davrandığınıza bir bakın. Bede­ninize de aynı şekilde davranabilirseniz bunun bir sevgi ilişkisi olduğunu göreceksiniz. Bedeniniz zihninizin vereceği sevgiyi almaya bütünüyle hazır. Ama zihin, "Yok, bedenimin bu kısmı­nı sevemiyorum. Şuna bakın; burnumdan hoşlanmıyorum. Kulaklarım çok büyük. Gövdem çok şişman. Bacaklarım çok kı­ sa" deyip duruyor.

Bedeninize ne yaptığınıza bir bakın. Siz kendi bedeninizi dışlarsanız başkaları sizden ne bekleyebilir? Kendi bedeninizi kabul edebiliyorsanız hemen herkesi, her şeyi kabul edebilirsi­niz. Zihni­niz size ne derse desin güzelsiniz. Gerçek bu. Hiçbir şey yapma­nıza gerek yok, çünkü gereksindiğiniz güzelliğe zaten sahipsi­niz. Güzel olmak için kimseye hiçbir şey borçlu değilsiniz. Baş­kaları ne görmek isterse görmekte özgürdür. Başkaları sizi gö­rüp güzel olduğunuz ya da olmadığınıza ilişkin yargıda bulunur­sa güzelliğinizin bilincindeyseniz, kabul etmişseniz görüşleri sizi hiç mi hiç etkilemez. Siz, olduğunuza inandığınızsınız. Olduğunuz gibi olmak dı­şında yapmanız gereken hiçbir şey yok. Kendinizi güzel hisse­dip güzelliğinizin tadını çıkarmaya hakkınız var. Kimsenin sizi sev­mesine ihtiyacınız yok. Sevgi içten gelir.

İşe bedeniniz için her gün bir puja yapmakla başlayabilirsi­niz. Hindistan'da insanlar çeşitli tanrı ve tanrıçalar için puja ya da törenler yapar. Puja sırasında tanrısallığı temsil eden yontu önünde eğilir, çiçekler sunar, yontuyu olanca sevgileriyle besler­ ler. Bedeninize her gün ibadetin sevgisini sunabilirsiniz. Yıkan­dığınızda bedeninize sevgiyle davranın, onurlandırın, şükran ve saygı duyun. Yemek yediğinizde bir lokma alın, gözlerinizi ka­payın, zevkine varın yiyeceğin. Bu yiyecek, Tanrının yaşadığı tapınak olan bedeninize yaptığınız bir sunudur. Bunu her gün yapın, bedeninize duyduğunuz sevginin her geçen gün güçlendi­ğini, kendinizi bir daha hiç dışlandığınızı göreceksiniz. Bedeninizle puja yaptığınızda, kendi bedeninize ibadet eder gibi davranmayı öğrendiğinizde sevgilinizin bedenine de aynı derin sevgi ve saygı duyguları içinde dokunursunuz. İçiniz aynı şükran duygusuyla dolar. Sevgiliniz size dokunduğunda ise be­ deniniz bütünüyle açıktır: Ne korku vardır ne ihtiyaç, sevgiyle doludur. Bu şekilde paylaşılan sevginin sunabileceği olanakları hayal edin bir. Dokunmanıza bile gerek kalmaz. Birbirinizin gözleri­nin içine bakmak zihin ve ruhun gereksinimlerini karşılamaya yeter. Sevginizle beslendiği için beden doyuma zaten erişmiştir. Kendi sevginizle dolu olduğunuz için artık yalnız değilsinizdir. Zihnimiz ile bedenimizin gereksinimlerini karşıladığımızda sevgiyle görürüz.

Siz bedeninizden, zihninizden, ruhunuzdan geçen Yaşamsı­nız. Bunu keşfettiğinizde, ama mantıkla, zihinle değil, Yaşamı hissederek keşfettiğinizde çiçekleri açıp kapatan, sinekkuşunu çiçekten çiçeğe uçuran güç olduğunuzu göreceksiniz. Her ağaç­ta, her hayvanda, bitki ve taşta olan olduğunuzu göreceksiniz. Rüzgarı hareket ettiren, bedeninize nefes veren güçsünüz siz. Bütün evren bu güçle hareket eden yaşayan bir varlık ve o sizsi­niz. Siz yaşamsınız.

USTACA SEVMEK kitabından

Sevgiyle

PB

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.